14 Mart 2016 Pazartesi

1.Ahmet



I. Ahmed, (Osmanlı Türkçesiاحمد اول ‎Ahmed-i evvelDivan Edebiyatı'ndaki adıyla Bahtî) (18 Nisan 1590, Manisa – 22 Kasım 1617, İstanbul) 14. Osmanlı padişahı, 93. İslâm halifesidir.
Babası Sultan III. Mehmed, annesiHandan Sultan'dır. Babasının vefatı üzerine 21 Aralık 1603'te Eyüp Sultan'dakılıç kuşanarak tahta geçti. Sultan I. Ahmed, Kanunî Sultan Süleyman'dan sonraki padişahlar içinde devlet işleriyle yoğun şekilde uğraşan ilk padişah olarak kabul edilir. Sultan I. Ahmed yakalandığıtifüs hastalığından kurtulamayarak 21 Kasım'ı 22 Kasım'a bağlayan gece 1617yılında 27 yaşında vefat etti veSultanahmet Camii yanındaki türbesine defnedildi.
Saltanatında hanedan veraset sistemini değiştirip kardeş katli kanununu kaldırmıştır.[1] Yerine ailenin aklı başındaki en büyük üyesi padişah olur sistemini (Ekber ve Erşet sistemi) getirmiştir. Bu yeni kanunun şehzadeler arasındaki rekabetin ve taht kavgalarının taht için gerçekleştirilen kardeş katlinin önlenmesi açısından Osmanlı tarihinde çok büyük önemi vardır.

13 Mart 2016 Pazar

Kosem Sultan Zamanı


Osmanlı Devleti’nde Kadınlar Saltanatı: Kösem Sultan
Osmanlı Tarihi konu olduğunda akıllara ilk gelen husus, Osmanlı Sultanlarının kadınların etkisinde kalarak kararlar verdiğidir. Oysa 630 yıllık dev imparatorluk, kurulduğu günden itibaren değil, sadece Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde kadınlar saltanatına sahne olmuştur. Saraya giren kadınların kimisi aşkları, kimileri iktidar hırsları, kimileri ise farklı amaçlar peşinde koşmuşlardır. Bir döneme mührünü basmış olan Kösem Sultan, Hürrem Sultan ve Mahidevran Sultan konumuzun esasını oluşturmaktadır.
Kösem Sultan: Asıl adı Anastasya olan Mahpeyker Kösem Sultan, 28 yaşına geldiğinde saltanatta kendine yer buldu. Kimilerine göre Moralı, kimilerine göre ise; bir Ortodoks rahibinin kızı olan Kösem Sultan; güzelliğinin, zarafetinin yanı sıra, hayrat işlerinde de öncülük etmiştir. Saltanat sahibi kadınlar arasında en ihtiraslı kadın olarak bilinmektedir. Hasekiliği döneminde kendisine Kösem; (Sürüler önünde, rehber olarak yürüyen) denilmiştir.
Kösem Sultan, namı diğer Anastasya; I. Ahmet’in dikkatini çekerek kısa sürede kendinden kıdemli olan hasekilerin önüne geçmeyi başarmıştır. Böylece sarayın en güçlü kadını olmuştur. Evliliğinden Murat, Süleyman, İbrahim ve Kasım adında şehzadelerin yanı sıra; Ayşe ve Fatma isminde sultanlar da dünyaya getirmiştir.
Hayır işlerinde de öncülük etmeyi prensip edinen Kösem Sultan, etrafındaki fakirlere yardımlarda bulunmuştur. Her yıl Receb-i Şerif ayında tebdili kıyafetle arabaya binerek hapishanelere gitmiş; borcu yüzünden hapse düşen mahkûmların borçlarını ödemiş ve onların hapisten çıkmalarını sağlamıştır. Kösem Sultan, katil kişileri bu yardımlardan nasiplendirmemiştir. Yaptırdığı hayır işlerinin başında Üsküdar’daki Çinili Camii, Boğaziçi’nde Anadolu Kavağı, Sultan Selim civarında Valide Medresesi Mescidi’ni yaptırarak hizmete açmıştır. O dönemde Osmanlı’nın eyaleti durumunda bulunan Mekke ve Medine’ye de yardım elini uzatmış, fakir yöre halkına da hatırı sayılır yardımlarda bulunmuştur.
Zaman zaman, Valide-i Muazzama, Sahibet-ül Makam, Valide-i Kebire sıfatlarıyla da anılan Kösem Sultan, oğulları 4. Murat ve İbrahim ile torunu 4. Mehmet döneminde uzun yıllar devlet yönetiminde etkili olmuştur. Ancak 1. Ahmet döneminde siyasi işlere fazla bulaşmamış; ama çoğu zaman da sözünü yerine getirtmiştir. I. Ahmet’in ölümü sonrasında adet üzere eski saraya gitmiş; 1. Mustafa’yı ve 2. Osman’ı etkisi altına alarak devlet işlerine karışmıştır. Tarihçilerin belirttiğine göre; Mustafa’nın tahttan indirilişinde Kösem Sultan’ın ciddi girişimleri olmuştur.
Oğlu 4. Murat’ı tahta çıkartan Kösem Sultan, Valide Sultan olarak Topkapı Sarayı’na yerleşmiştir. Oğlunun henüz on bir yaşında olması, iktidar hırsıyla yanıp tutuşan Kösem Sultan için bulunmaz bir fırsat olmuştur. Kösem Sultan, devleti perde arkasından yöneterek bu fırsatı değerlendirmiştir. Kösem Sultan’ın saltanatı, 4. Murat’ın idareyi tam olarak ele almasına kadar sürmüştür. Ne var ki; çocukluğundan beri annesinin telkinleri etkisinde kalan 4. Murat, çoğu zaman annesinin fikirlerini önemsemeye devam etmiştir.
Kösem Sultan; İktidarı ele geçirme teşebbüsünde bulunan Kasım ve Süleyman’ın, 4. Murat tarafından katledilmesine engel olamamıştır; ancak İbrahim’in katlini; onun saltanat yükünü kaldıramayacak kadar aciz olduğunu ileri sürüp, katledilmesine mani olabilmiştir. Tarihçilerden bazıları, 4. Murat’ın Osmanoğulları hanedanlığının devam etmesi için kardeşi İbrahim’i katletmediği yorumunu yapmışlardır. Konu ile ilgili yine bazı tarihçiler der ki; 4. Murat İbrahim’i öldürerek Kırım Hanı’nı tahta geçirmeyi düşünmüş; ancak Kösem Sultan buna mani olmuştur.
Şehzade İbrahim’e kardeşi 4. Murat’ın öldüğü haberi geldiğinde; sürekli katledilme korkusu yaşadığı için iktidarda gözünün olmadığını belirterek kardeşi Murat için sağlık temennisinde bulunmuştur. Bu durum karşısında Kösem Sultan, korku ve panikten dolayı kapısını kilitleyen İbrahim’in odasına girerek; Murat’ın öldüğünü, tahta geçme sırasının kendisine geldiğini söyleyerek İbrahim’i zor da olsa odasından çıkarmıştır. Öldürülme korkusu İbrahim’i öylesine sarmış ki; kardeşi Murat’ın cesedi kendisine gösterilmesine rağmen hala bunun bir oyun olduğunu düşünmüş ve bir kez daha tahtta gözünün olmadığını söylemiştir.
Bu hadiseler, Osmanlı’da yönetim boşluğu doğurmuştur. Osmanlı başkentinde yeni çekişmeler baş göstermiştir: Kapıkulu askerleri, ulemalar, vezirler ve saray erkânı iktidarda daha fazla nasıl söz sahibi olabileceklerinin ince hesaplarını yapmaya başlamışlardır. Otorite boşluğu bu tür çekişmelere neden olduğundan; öteden beri yönetmeye hevesli olan Kösem Sultan harekete geçerek; bir kukla padişah olarak öne çıkardığı oğlu İbrahim döneminde yeniden devlet işlerinde aktif görev üstlenmiştir.
İbrahim’in ruhsal sorunlarına çare bulmak ve hem de erkek evlat sahibi olması için saraya üfürükçü-cinci hocalar davet edilmiştir. O dönemin ünlü hocalarından olan Safranbolulu Hüseyin Hoca; İbrahim’i kendince tedavi etmiştir. Hayret vericidir ki; bu manevi tedavi(!) İbrahim’i iyileştirmiştir. Bu gelişmeler Cinci Hoca’nın ününe ün katmıştır. Bu ün cinci hocaya devlet idaresinde yeni kapılar açmıştır. Cinci hocanın ilk icraatı rüşvet almak, medrese hocalıklarını satmak olmuştur. Böylece zenginliğine yeni kaynaklar aktarmıştır. Yine hayret vericidir ki; 4. Mehmet’in cülus dağıtımında hazinede para sıkıntısı olduğundan, paralar cinci hocadan temin edilmiştir. Cinci hoca öldürüldükten sonra askerlere dağıtılan para için “Cinci Hoca Akçesi” denilmiştir.
Kösem Sultan, zihninden ve tecrübesizliğinden üzüntü duyduğu oğlunu hem avutabilmek ve hem de Osmanoğulları hanedanlığını devam etmesi için oğluna yeni cariyeler takdim etmiştir. Saraya doluşan hasekiler ve cariyeler hazineye de büyük yük getirmiştir. Ayrıca saraydaki kadınlar arasında şiddetli nüfuz çatışmaları baş göstermiştir. Bu hal öyle boyut kazanmıştır ki; Kösem Sultan’a bile cephe alınmıştır. Şeker Pare adındaki bir kadın, Kösem Sultan’a kafa tuttuğu için Kösem Sultan tarafından şiddetli bir şekilde dövülmüştür.
Kösem Sultan, oğluna artık söz geçiremeyecek duruma gelmiştir. İktidarda etkisinin hızla yok olduğunu gören Kösem Sultan. Topkapı Sarayı’ndan uzaklaşmış; fakat devlet işlerine karışmaya devam etmiştir. Artık İbrahim’in tahttan indirilmesi; yerine Mehmet’in geçirilmesinin şart olduğu düşünülmüştür. Bu fikri ortaya atan Sadrazam Salih Paşa, düşüncesinin Sultan İbrahim’e gitmesi sonucunda katledilmiştir. Bu tezgâhta yer alan Annesi Kösem Sultan, oğlu İbrahim tarafından önce Rodos’a sürgün edilmek istenmiş, bunu başaramayınca da Florya’daki İskender Çelebi Bahçesine sürgün edilmiştir.
Oğlunun gazabına uğrayan Kösem Sultan, sürgün edildiği yerde de boş durmayıp; ocak ağalarının ve yeteneksiz vezirlerin sebep olduğu yolsuzluklardan oğlunu sorumlu göstermiştir. Gözünü iktidar hırsı bürüyen Kösem Sultan, bununla da yetinmeyip, Sadrazam Ahmet Paşa’ya giderek; “Bu beni ve seni sağ bırakmaz. Ailem harap oluyor, devlet elden gidiyor. Bunun hakkından gelelim de şehzadeyi cülus ettirelim” diyerek planını açıklamıştır. Kendisini büyük bir kumpasın içinde gören Sadrazam Ahmet Paşa, Kösem Sultan’ın bu teklifine ret cevabı verince; Kösem Sultan son çare olarak Ocak Ağalarıyla görüşmeye başlamıştır. Bu isteğe karşı Ocak Ağaları da işbaşındaki sadrazamı azlettirip, onun yerine kendilerine yakın, işlerini rahatça yaptırabilecekleri birini sadaret makamına getirmek istemişlerdir. Bu konuda anlaştıktan sonra, padişahı tahttan indirme planları yapmışlardır. Ancak; halkın sevgisini kazanmış padişaha karşı doğrudan cephe almaktan çekinmişlerdir. Çünkü Halk, sevdikleri Genç Osman’a yapılan haksızlıkları unutmamış ve bundan dolayı Ocağa karşı kin ve nefret beslemişlerdir.
Ocak ağaları ve askerler anlaşarak sadrazamın azli ve katli için Şeyhülislamdan fetva istemişlerdir. Bu durumu tez zamanda öğrenen Padişah İbrahim, Şeyhülislama bir haseki göndererek askerlerin dağılmasını istemiştir. Ancak Şeyhülislam, haseki vasıtasıyla Padişahtan sadrazamı teslim etmesini istemiş; aksi halde sonunun hiç iyi olmayacağını bildirmiştir. Bu sıkıntılı gelişmeler karşısında çaresiz kalan Sultan İbrahim, sadrazamı azledeceğini ancak onun canına dokunmayacağını bildirmiştir. Yeni Sadrazam Mehmet Paşa ise, Ocağın bunu kabul etmeyeceğini, Ahmet Paşa’nın öldürülmesini istediğini bildirmiştir. Padişah, oynanan bu oyunlara hiddetlenerek tüm olanlardan Mehmet Paşa’yı sorumlu tutacağını ve kendisiyle mutlaka hesaplaşacağını bildirmiştir. Korkuya kapılan Mehmet Paşa, evine kapanıp, sadaret mührünü Ocak Ağalarına Teslim etmiştir. Ocak Ağaları ise, padişahtan korkmasına gerek olmadığını, asıl amaçlarının padişahı devirmek olduğunu söylemişlerdir. Can korkusu yaşayan Ahmet Paşa ise sığınacak bir yer bulamamış, sığındığı son yerde de ihanete uğrayıp, katledilmiştir. Cesedi, At Meydanı’nda bir çınar ağacının altına bırakılmıştır.
Sultan İbrahim’e isyan başlatılmış; Sarayı basan isyancılar Kösem Sultanla birlikte hiç bir şeyden haberleri yokmuş gibi davranarak dikkat çekmemeye çalışmışlardır. Çıkartılan Hal Kararı Padişaha ulema ve askerler tarafından tebliğ edilmiştir. Bu hal kararını kabul etmeyen Sultan İbrahim, ulemaya tepki göstermiştir ancak zorla tahttan alaşağı edilerek hapse atılmıştır.
Kösem Sultan ve işbirlikçileri Sadrazam Sofu Mehmet, Şeyhülislam Abdürrahim ve yandaşları, Sultan İbrahim’in katli için harekete geçmiştir; ancak Saray Halkı cinayete seyirci olmamak için kaçmışlardır. Hatta Cellât Kara Ali dahi kaçmıştır; ancak yakalanarak sadrazam tarafından dövülerek Sultan İbrahim’in hapsedildiği yere kadar sürüklenerek götürülmüştür.
Sultan İbrahim, elinde Kuran ile isyancıları karşılayarak Şeyhülislama; “Bak Abdürra-him, Yusuf Paşa senin dinsiz, imansız ve fitnekar bir herif olduğunu söyleyip, seni sağ bırakmamamı söylemişti. Seni öldürmedim; çünkü Allah’tan korktum. Meğer sen beni öldürecekmişsin. İşte Kitabullah, beni ne hüküm ile öldürürsünüz, zalimler!” diye bağırmıştır. Bu, Sultan İbrahim’in son seslenişi olmuştur.
Sultan İbrahim’i tahttan indiren ve onu katledenler, yaptıkları bu canavarca olayı meşrulaştırmak için onu “Deli” ve “Kadın Düşkünü” olarak göstermişlerdir. Halk, dertlerini dinleyen, din adamlarıyla sürekli görüşen Padişahlarının katledilmesi sonucunda gözyaşı dökmüştür.
Sultan İbrahim Neler Yapmıştı?
Dindarlığı ile bilinen Sultan İbrahim, tahta çıktığında sarayda bulunan yiyici takımını yok etmiş, fazla servet edinmenin yollarını kapatmıştı. Zaman zaman tebdili kıyafetle çarşı-Pazar dolaşarak halkın sıkıntılarına bizzat şahit olmuş, gördüğü sıkıntıları da yerinde çözmüştür.
Gözlerini iktidar hırsı bürümüş olan Kösem Sultan, 7 yaşındaki Mehmet’in tahta çıkmasıyla bu defa padişahın annesi Valide Turhan Sultan ile mücadele etmeye karar vermiştir. Ancak Turhan Sultan, Valide Sultanlık sırasının kendinde olduğunu, büyük validenin bundan böyle bir kenarda oturması gerektiğini düşünerek devlet işlerine müdahale etmeye başlamıştır. Devlet idaresi söz konusu olunca; iki kadın sultan arasında ciddi sürtüşmeler yaşanmış; bu sebeple devlet işlerine yeterli önem verilememiştir. Bunun doğal sonucu olarak, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yeni isyanlar baş göstermiştir.
Sürtüşmelerden can derdine düşen Kösem Sultan, bu işi halletmek için Ocak Ağaları ile birlikte bir plan hazırlamıştır. Plana göre; 4. Mehmet tahttan indirilecek, yerine Süleyman geçecekti. Süleyman’ı tahta çıkarırlarsa kendisine rakip kalmayacaktı. Kösem Sultan, Dilaşub Sultan’ı asla kendine karşı koyabilecek güçte görmemiştir.
Kösem Sultan’ın Ocak Ağaları ile geliştirdiği planları öğrenen Dilaşub Sultan, derhal karşı atağa geçerek Kösem Sultan’ın öldürülmesi için hazırlıklar yapmıştır. Bu gelişmelerden haberi olmayan Kösem Sultan, harekete geçmek üzere hazır beklediği sarayda Dilaşub Sultan ile karşılaşmış, planın suya düştüğünü anlayarak paniklemiştir. Can havli ile kaçmaya çalışırken; Mehmet isminde bir cellât tarafından orada boğazlanarak katledilmiştir.
Osmanlı Devleti’nde pek çok padişahtan daha çok iktidar sürmüş olan Kösem Sultan, eşi 1. Ahmet’in Türbesi’ne defnedilmiştir

Kösem Sultan kimdir.

Haseki Mâh-Peyker Kösem Valide Sultan (Osmanlı Türkçesiكوسم صولتان; tam adı ile: Devletlu İsmetlu Haseki Mahpeyker Kösem Valide Sultan Aliyyetü'ş-Şân Hazretleri d. 1590 - ö. 2 Eylül 1651[2]), Osmanlı devlet yönetiminde etkin bir rol oynamış Haseki Sultan ve Valide Sultan. Torununun saltanatında bile haremi yönetmiş ve büyük kayınvalidesi Safiye Sultan gibi kendisi de Büyük Valide Sultanolmuştur. Osmanlı padişahı I. Ahmed'in nikahlı eşi ve en sevdiği eşidir, padişahIV. Murad ile I. İbrahim'in annesidir ve IV. Mehmed'in babaannesidir. Safiye Sultan'ın isteği üzerine adı Mahpeykerolmuştur. Daha sonra Kösem adını almıştır.
Kösem Sultan'ın Kösem ismini alması hakkında iki rivayet vardır. Birincisi cildi pürüssüz ve bembeyaz olduğu için Sultan I. Ahmed ikinci ad olarak Kösem konmuştur. Diğer bir rivayet ise Kösem'in anlamı olan "emin, ne zaman ne yapacağını bilen, yol gösteren ve yönlendiren kişi veya kimse" anlamında Kösem Sultan'a verilmiştir.
Osmanlı tarihinin en güçlü Valide Sultan'ı kabul edilir. En güçlü Haseki Sultanolarak Hürrem Sultan öne çıkmaktadır. Kösem Sultan, eşi döneminde siyasi işlere tam anlamıyla olmasa da bir nebze karışmış ve veraset sisteminin dönüşümünde önemli bir rol oynamıştır.[3] Kösem Sultan, oğulları ve torunu dönemiyle otuz yıla yakın devletin fiili ve idari gücünü bizzat elinde bulundurmuş ve oynadığı siyasi satrançlarla imparatorluk üzerinde iktidar sahibi olmak isteyen devlet adamlarını, dahili ve harici düşmanların tümünü bertaraf ederek adeta Osmanlı ataerkil egemenliğine meydan okumuştur. Hayatı romanlara, tiyatro oyunlarına,dizilere,filmlere ve opera eserlerine konu olmuştur. Naibe-i Saltanat, Valide-i Muazzama, Valide-i Muhtereme, Sahibet-ül Makam, Valide-i Kebire,Valide-i Maktule, Der-i Devlet, Ümmü'l Müminin, Ulu Valide sıfatlarıyla da anılan Kösem Sultan, Osmanlı hareminde kadın hakimiyetinin sembolü haline gelmiş tarihin en önemli kadın figürlerinden biridir ve Avrupalıların ifadesiyle tam bir ana kraliçedir.[4]
Kösem Sultan torunu Avcı Mehmet'in padişahlığı döneminde de Saltanat Naibesi olmuş,devlet işlerinde söz sahibi olmuştur. Bunun üzerine Kösem Sultan ve Avcı Memet'in annesi Turhan Hatice Sultan arasında bir rekabet ortaya çıkar. Kösem Sultan bu durumun ancak yeni bir şehzadenin padişah olmasıyla değişebileceğini düşünerek Şehzade Süleyman lehinde çalışmalara başlar.Turhan Hatice Sultan'ın, durumu bir cariye vasıtasıyla öğrenmesi planı zarara uğratır. Bu sırada ayaklanan yeniçeriler, Turhan Valide Sultan'ın saraydaki yardımcıları olan ağalarının Mısır'a sürgün edilmesini talep etmektedir. Tehlikeli durum karşısında harekete geçen Turhan Sultan, ağalarının da yardımıyla Osmanlı tarihinin belki de en kudretli kadını olan Kösem Sultan'ı ortadan kaldırtır. Kösem Sultan'ın cenazesi, kocasının Sultan Ahmet Camii'ndeki I. Ahmed türbesine gömüldü. Bu olaydan sonra Köprülü ailesinden sadrazamlar iş başına geldi ve Valide Sultanların (padişahların anneleri) devlet siyasetindeki etkileri sona erdi.

Muhtesem yüzyıl kösem

Muhteşem Yüzyıl KösemTims Productions tarafından yapılan, Star TVtarafından 12 Kasım 2015'te yayımlanmaya başlayan tarihi-kurgu türünde Türk televizyon dizisi. Dizi, 2011-2014 yılları arasında yayınlanan Osmanlı Sultanı I. Süleyman ile Hürrem Sultan'ın hayatını anlatan Muhteşem Yüzyıl dizisinin devamı niteliğinde çekilmiştir.[1]
Dizi, Osmanlı İmparatorluğu'nun en kudretli kadınlarından I. Ahmed'in nikahlı eşi, 4.Murad ve Sultan İbrahim'in annesi, 4.Mehmed'in de büyük annesi olanKösem Sultan'ın hayatı etrafında kurgulanmıştır. İlk olarak Fransa'nınCannes şehrinde düzenlenen MIPCOM Fuarı'nda tanıtılmıştır. Muhteşem Yüzyıl Kösem'in ilk bölümleri Yunanistan'ınSakız Adası'nda çekildi.[2]

nerde çekiliyor

Muhteşem Yüzyıl Kösem Nerede Çekiliyor? - Malazgirt Sosyal Hayat

Şehzade Mustafa’nın da hastalanmasıyla, hanedan yok olma tehlikesiyle karşı karşıya gelir. Safiye bu krize Fahriye’nin neden olduğunu öğrenince yıkılır. Köşeye sıkışan Safiye sürpriz bir hamle yaparak yeni taht adayını açıklar. Muhteşem Yüzyıl Kösem Nerede Çekiliyor?
Star TV’nin yıla damgasını vuran dizisi Muhteşem Yüzyıl Kösem; Beren Saat (Kösem Sultan), Anastasia Thsilimpou-Kösem Sultan Gençliği, Ekin Koç (1. Ahmet), Hülya Avşar (Safiye Sultan), Kadir Doğulu (Mehmet Giray Han), Mete Horozoğlu (Zülfikar), Erkan Kolçak Köstendil (Şahin Giray Han), Berk Cankat (Alex), Alma Terzic (Handan Sultan), Sahra Şaş (Dilber), Aslıhan Gürbüz (Halime), Tolga Tuncer (Nasuh), Levent Yılmaz (Şeyhülislam Mustafa), Nurunisa Yıldırım (Dudu Hatun), Zeljko Erkiç (Enzo), Esra Dermancıoğlu (Cennet), Mehmet Kurtuluş (Derviş Mustafa) gibi ünlü isimlerin oluşturduğu dev kadrosuyla ekranlarda yerini almaya devam ediyor.

Peki, Muhteşem Yüzyıl Kösem Nerede Çekiliyor?
Merak uyandıran bir diğer konu ise dizinin nerede çekildiği hakkında. Dizi, Yunanistan'ın Sakız Adasında çekiliyor. Dizinin çekimleri başlamadan önce Chios yani Sakız Adası'nda yayınlanan yerel gazetede, dizinin ilk bölümlerinin burada çekileceği belirtilmişti ve dizi gerçekten de Chios (Sakız) adasında çekiliyor. Kösem Sultan dizisi ilerleyen bölümlerde Yunaistan'ın diğer bölgelerinde de devam edecek gibi görünüyor.

Kimdir bu Kösem Sultan?
Kösem Sultan 1590 yılında doğar. Asıl adı Anastasia olup 15 yaşında 1.Ahmed’e haseki olduğunda Mahpeyker adını alır. Cildinin güzelliği nedeniyle Kösem ismi verilir. Değişen sadece adı değil tüm kaderi olur. Kösem Sultan‘ın 4 oğlu 2 kızı olur. Oğulları IV. Murad ve I. İbrahim tahta geçer. Dindarlığı, şairliği, adını verdiği eşsiz güzellikteki Sultanahmet Camii ile tarihe adını yazdıran I. Ahmed, Celali isyanlarını bastırır, Adaletname (En yaşlı hanedan üyesinin tahta çıkması kuralını getirir, şehzadelerin boğdurulmasının önüne geçmeyi amaçlar) isimli fermanı yayınlar. 1. Ahmed 28 yaşında vefat edince her şey altüst olur Kösem Sultan için.
Kösem Sultan‘ın 11 yaşında tahta çıkan oğlu IV. Murad’ın adına devleti yönetmeye başlayınca Valide Sultan olur. Yetişkin olduğunda IV. Murad’ın bu durumdan rahatsız olduğu bilinse de o da babası gibi 28 yaşında ölür. Ardından tahta diğer oğlu İbrahim çıkar. Dengesiz davranışları nedeniyle I. İbrahim’in adının önüne deli sıfatı eklenir. Hanedanın tek erkek varisi olmasına rağmen şehzade vermesi konusunda bir çabası olmaması üzerine Kösem Sultan devreye girer. Her yerden getirttiği hocaları ama özellikle Cinci Hoca’yı, adına han yaptıracak ve ölümünden sonra askere dağıtılan paraları ‘Cinci hoca akçesi’ adını alacak kadar ihya eder. Emekler boşa çıkmaz, dünyaya IV. Mehmed gelir. Çıkan isyanda öldürülen babasının yerine tahta geçtiğinde sadece 6 yaşındadır ancak tahtın yönetiminde artık sadece Kösem Sultan değil, padişahın annesi Turhan Sultan da vardır. Büyük Valide Sultan olan Mahpeyker Kösem ile Valide Sultan olan Turhan Sultan arasındaki rekabet, Kösem Sultan‘ın dairesinde öldürülmesi ile son bulur. Bu olay ve Köprülü ailesinden sadrazamların yönetime gelmeye başlamasının etkisiyle valide sultanların güçleri sona erer.

12 Mart 2016 Cumartesi

Kosem Handan Sultan kimdir.

Tarih: 2016-03-13 04:40:01
Muhteşem Yüzyıl Kösem Handan Sultan Kimdir? Gerçek Adı Ne? - Tülin Özen Kaç Kilo hakkında merak edilen detaylar 13 Mart 2016 Pazar tarihli haberimizdedir.Muhteşem Yüzyıl Kösem senaryosu kadar güçlü oyuncu kadrosuyla da dikkatleri çekiyor. Osmanlı padişahı I. Ahmet'in annesi, Valide Sultan ve III. Mehmet'in eşi Handan Sultan'ı canlandıran Tülin Özen ile ilgili detaylar haberimizde...
Muhteşem Yüzyıl Kösem Handan Sultan kimdir? Gerçek adı ne?Tülin Özenkimdir? Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatını konu alan Muhteşem Yüzyıl, seriye bu kez Osmanlı tarihinde önemli yer alan Kösem Sultan'ın hayatını konu alarak devam ediyor. Yapımını Tims Productions’ın, yapımcılığını Timur Savcı’nın yaptığı, senaryosunu Yılmaz Şahin’in yazdığı, yönetmenliğini Zeynep Günay Tan, Mert Baykal ve Deniz Koloş’un üstlendiği Muhteşem Yüzyıl-Kösem güçlü oyuncu kadrosuyla dikkatleri çekiyor. Osmanlı padişahı I. Ahmet'in annesi, Valide Sultan ve III. Mehmet'in eşi Handan Sultan'ı canlandıranTülin Özenile ilgili detaylar haberimizde...

Tülin Özen-Handan Sultan

Tülin ÖzenKimdir?

Artvin kökenli bir ailenin çocuğu olarak 24 Aralık 1979 İskenderun’da doğdu. İzmir Bornova Anadolu Lisesi'nden mezun olduktan sonra, önce İstanbul Teknik Üniversitesi elektrik mühendisliğinde bir süre öğrenim görmüş, sonrasında Yeditepe Oyuncuları'nda burslu olarak öğrenimine devam etmiştir. Semih Kaplanoğlu'nun "Meleğin Düşüşü" filmi ile "En iyi kadın oyuncu" Altın Portakal Ödülünü kazanmıştır. Beyaz Gelincik adlı dizinde canlandırdığı Meryemce karakteri ile tanınırlığı artmıştır.

Rol Aldığı Diziler:

2013 – Tatar Ramazan (TV Dizisi)
2013 – Adını Kalbime Yazdım (TV Dizisi)
2015 – Kösem Sultan (TV Dizisi)

Artvin kökenli bir ailenin çocuğu olarak 24 Aralık 1979 İskenderun’da doğdu. İzmir Bornova Anadolu Lisesi'nden mezun olduktan sonra, önce İstanbul Teknik Üniversitesi elektrik mühendisliğinde bir süre öğrenim görmüş, sonrasında Yeditepe Oyuncuları'nda burslu olarak öğrenimine devam etmiştir. Semih Kaplanoğlu'nun "Meleğin Düşüşü" filmi ile "En iyi kadın oyuncu" Altın Portakal Ödülünü kazanmıştır. Beyaz Gelincik adlı dizinde canlandırdığı Meryemce karakteri ile tanınırlığı artmıştır.

Rol aldığı tiyatro oyunları
Sersemler Evi (oyun)
Güzel Şeyler Bizim Tarafta (oyun)

Filmografi
2003Melek oyunu
2005Meleğin Düşüşü
2007Yarın geçti
YumurtaSahaftaki Kadın
2008SütKöylü kızı
2008Yapayalnız
VicdanSongül
2010BalZehra
2012YükZeynep
2013Mavi Dalga
KarnavalDemet
2014Gülümse
Pek YakındaArzu
2015AblukaMeral
Televizyon
YılDiziRolüNotlar
2004En Son Babalar Duyar
2004Aynalar
2005-2007Beyaz GelincikMeryemce
2006Rüya Gibi
2008Cennetin ÇocuklarıCennet
2010Kapalı ÇarşıSeher
2011Üsküdar'a GiderkenAyşe
2011Bizim YengeZeyno
2012Yalan Dünya
2013Aldırma GönülGönül
2015Muhteşem Yüzyıl KösemHandan Sultan
Muhteşem Yüzyıl Kösem Handan Sultan Kimdir? Gerçek Adı Ne? - Tülin Özen Kimdir?
Handan Sultan

Handan Sultan ( d. ? - ö. 12 Kasım 1605 ) Osmanlı padişahı I. Ahmet'in annesi, Valide Sultan ve III. Mehmet'in eşidir.

Handan Sultan'ın doğum yılı ve milliyeti hakkında kesin bir bilgi yoktur. Rum asıllı olduğu ve adının Helen olduğu tarihi verilere dayanmayan iddialardır. 1603 yılında oğlu I. Ahmet 13 yaşında tahta çıkarılınca Valide Sultan oldu. 2 yıl boyunca oğlu adına bizzat Osmanlı Devletini yönetti. Kendisine Devletlu İsmetlu Handan Valide Sultan Aliyyetü'ş-şân Hazretleri olarak hitap edilirdi.

Handan Sultan oğlunun çocuk yaşta tahta çıkmış olması bakımından çok güçlü bir konuma sahip olmasına rağmen hiçbir zaman kayınvalidesi Safiye Sultan veya gelini Kösem Sultan kadar güçlü olmadı. Handan Sultan'ın oğlu tahta geçtiğinde Safiye Sultan hala hayattaydı. Leslie Pierce'e göre Handan Sultan oğlu adına bizzat devleti yönetmesine rağmen ancak 1000 akçe maaş almaktayken, aynı dönemde babaanne Safiye Sultan 3000 akçe maaş alıyordu. Bu güçsüzlüğün birkaç nedeni vardı: Handan Sultan'ın eşi olan III. Mehmet hiçbir cariyesini haseki (padişahın gözdesi) düzeyine yükseltmemişti. III. Mehmet'in padişahlığı döneminde hep Safiye Sultan'ın sözü geçmişti. Ayrıca I. Ahmed çocuk yaşta tahta geçmesine rağmen babası gibi annesinin etkisi altında kalmadığını kanıtlamak konusunda çok titizdi. Kuvvetli bir kişiliği vardı. Annesinin sözünü her zaman dinlemezdi.
Muhteşem Yüzyıl Kösem Handan Sultan Kimdir? Gerçek Adı Ne? - Alma Terzic Kimdir?
Ölümü
Handan Sultan oğlunun saltanatı sırasında fazla yaşamadı. İki yıl sonra 1605 yılında genç yaşta öldü. O yüzden de gücünü arttıracak fazla zamanı da olmadı. Aynı yıl Kösem Sultan saraya girdi ve kısa zamanda eşi I. Ahmet'in gönlünde taht kurdu. Yarım yüzyıla yakın bir süre boyunca (1605-1651) kocası, oğulları ve torununun saltanatı döneminde Osmanlı Devletine damgasını vurdu.